“Çocuklarınızı çokça öpün! Her öpücük karşılığında cennette bir derece alacaksınız.Hz. Muhammed (s.a.v.)
Lilypie Kids Birthday tickers

31 Ocak 2011 Pazartesi

Nihayet kar yağdı

Evet t uzun bir aradan sonra beklediğimiz kar gelmişti..Hafta sonu  etraf bembeyaz örtüyle kaplanmıştı.Kara kuzunun "Anneciğim ellerimin kara değmesini çok istiyorum" demesine  dayanamayıp çıktık dışarıya......     Evet haklıydı neredeyse  2-3 yıldır kara adım atmamıştık. Sitenin bahçesi çocuklar doldurmuştu bile.. . Kara kuzum  kardan adam yaptı,kartopu oynadı,şarkılar ,tekerlemeler söyledi çok eğlendi ve  günün anlam ve önemini  "geçirdiğim  en güzel günlerimden biriydi " diyerek  özetledi:)
En sevdiği arkadaşı olan Damla'mız taşınmamış olsaydı daha bi keyif alacaktı oynamaktan ama ....Bizde ana -kız takıldık  bu sefer....

Kar yağıyor
Karga bağırıyor,
Annem çörek pişirdi
Bizi  çağırıyor.
(Ah anneciğim ah keşke ben çocuk olsaydım da sen bizi  çağırsaydın ah...Ne zaman bu yaşa geldim anlayamadım. )

26 Ocak 2011 Çarşamba

Kağıt tavuk animasyonu

Çocuklar için inanın çok eğlenceli bir oyun. Biraz önce denemesini yaptım.Ben bile çok eğlendim.
Sizde denemek için  buraya buyurun. Çizdiğim tavuk güzel olmadı  ama gayet hızlı yem yiyordu.Böyle yemeye devam ederse et tavuğu olacak bir günde :)

4 Kareden bir Panço




Hem çok kolay hem çok şık  ayrıntılar için buraya

25 Ocak 2011 Salı

Lüften ALLAH'IM


Dün akşam Karakuzum benimle namaz kılmak istedi. Beraberce hazırlandık durduk namaza Hızlı hızlı kılıp bitirdi . Ellerini açtı  başladı sesli dua  etmeye. Bir kulağım onda olduğundan bende  baya zorlandım namazda  gülmemek için .İşte Karakuzumun duası:
Allahım bir kardeşim olsun istiyorum.
Açık tenli olsun..
Saçları kahverengi olsun...
Gözleri mavi olsun..
Lütfen Allahım bi kardeşim olsun......
Dedemi ,sakallı dedemi,annanenmi,babaannemi halamı ,amcamı kadiri ,annemi,babamı affet Allahım.
Amin..

Şok Rapor

Evet gerçekler ortaklar çıkmaya başladı . Kimse kaza deyip işin  işinden çıkamaz. Yapanlar mutlaka  bu dünyada da hesabını vermeli...

BBP lideri Muhsin Yazıcı-oğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla inceleyen Devlet Denetleme Kurulu (DDK), raporunu tamamladı.
Raporda, helikoptere ait bazı parçaların Özel Kuvvetler ve Jandarma timleri tarafından kaza mahallinde yakılarak imha edildiğine dikkat çekildi..
Ancak çalışma sırasında varlığı ilk kez tespit edilen bazı hususlar şöyle sıralandı: "Helikopter enkazından, helikopterin kaza öncesine ilişkin irtifa ve güzergah gibi kaza nedeninin belirlenmesine yardımcı olabilecek ilave uçuş bilgilerini sağlayabileceği değerlendirilen ARGUS 5000 CE ve SKYMAP IIIC GPS cihazlarının kaza mahallinden yok olması/çalınması. Pilot ve yolcuların kanlarında sebebi açıklanamayan yüksek oranlarda karbonmonoksit gazı bulunması ile adli tıp uygulamalarındaki bazı düzensizlikler ve pilotun sağlık durumu hakkında tespit edilen bazı yeni bilgiler. alçaktan uçtuğu düşünülen bazı hava araçlarının kaza anı ve mahallindeki hareketliliklerinin varlığı ve yukarıda bahsedilen cTranspondeihazların kaza mahallinden yok olması/çalınması." Söz konusu bulgularla birlikte cumhuriyet savcılığının olayı araştırması istendi. Yeni bir araştırma kurulu oluşturulmasına da yer olmadığı kaydedildi. Raporda arama-kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi esnasında önemli eşgüdüm sorunları ile ciddi düzeyde ihmal ve eksikliklerin tespit edildiğine de vurgu yapıldı.
                Zaman Gazetesi 25 Ocak 2011 
                      
Mekanın Cennet olsun.

24 Ocak 2011 Pazartesi

Hediyelerim


 Aralık ayında Konya Blogger Buluşması yapılmıştı.Katılamamıştım.Sevgili komşum   Hilal  bende bir hediyen var deyince çok şaşırdım. İlk başta komşumdan sandım.:)Komşumada  hediyemi bana ulaştırdığı için ayrıca teşekkür edrim.
Sevgili İffetin Günlüğü  beni unutmamış. Hiç tanışmamış olmamıza rağmen .Çok duygulandım çok.... Canım bu ince düşüncenden dolayı teşekkürler.Hediyemi çok beğendim. Mutfağımda yerlerini aldılar.En kısa zamanda yüz yüze görüşmek dileğiyle.Seni çok öpüyorum..

Fermuarlı Nevresim Takımı

 Fermuarlı yorgan'ı görür görmez bayıldım. Daha önce kızıma battaniyeden tulum tasarlamıştım.Böyle bi şey hiç aklıma gelmedi doğrusu.. Dikiş bilenler için çok kolay bir şey.  Bu nevresim takımı İkea'da satılıyormuş ama  İkea  Konya'da  yok  maalesef.Hazır bir nevresim takımına  uzun bir   fermuar  dikil dimi iş tamam.

Gerçi deli yatan çocuklar için bu yorgan  çözüm olurmu bilmem ama denemekte fayda var:)

19 Ocak 2011 Çarşamba

Yerli Malı

 Bu gün öğle arası  kızlarla imece usulü yaptığımız keyifli yerli malı kutlamamız. Arkadaşlar ellerinize sağlık  hepsi çok güzeldi..

Seni yaratan Rabb’inin adıyla oku!”


 “Bismillahirrahmanirrahim. Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bil hayr. “diyerek aldık Elifba'yı elimize  ve nihayet dün  Kuran-ı Kerim'i okumaya geçiş yaptık. Yine Peygamber Efendimizin bir sözü daha vardır ki, : “Çocuklarına Kur’an öğreten anne-babaya cennette taç giydirilir.”Canım yavrum sana öğretmenlerinle beraber    bir  taç giydirdik. İnşallah Kuran-ı Kerime olan bu muhabbetin ömür boyu sürer de sende bizim taç giymemize  vesile olan  Nur'umuz olursun .
Anne ve baba olarak senden istediğimiz hediyemiz olan bu Kuran-ı Kerimi  bir satır bile olsa her gün  açıp okumandır.Bu alışkanlığın oluşması için elimden geleni yapmaya çalışacağım.Bizim tek hazinemiz sensin. 
Anlamını beğendimiz için adını  Beyza Nur koyduk . Amel defterin  adın gibi tertemiz ,günahlardan arınmış  olması için . Canım yavrum : dilini kötü kelimelerle kirletme,kalbini kötü duygularla karartma  hep böyle tertemiz kal.Rabbimin razı olduğu kullardan olursan ne mutlu bize......

  
Okulundaki bütün öğretmenlerine özellikle Sıdıka Öğretmenimize  çok teşekkür ediyorum. Peyğamberimizin Sizin en hayırlınız Kur'an-ı öğrenen ve öğreteninizdir." hadisinden  dolayı..
 Daha nice güzel günlerini  hep birlikte kutlamak dileğiyle.....Seni çok seviyoruz Karakuzum :)

11 Ocak 2011 Salı

Su çiçeği olduk:)


Benim için en korktuğum şey Karakuzunun  bir gün  su çiçeğine yakalanmasıydı.Çünkü çok nazlıyız çok.....Aşısını  yazdan beri yaptırayım dedim durdum ama ihmal ettik. Geçen hafta anaokulunda 3 arkadaşı  bu hastalığa yakalanınca bende bi telaş başladı.Hemen  cumartesi günü apar topar aşı yaptırdık. Pazar günü bide baktım Karakuzuda güller açıyor. Hemen acile gittik.Acaba aşının bi yan etkisi felan oldumu diye... Doktor bey mikrobun 4-5 gün  kuluçka süresi olduğunu o  nedenle şimdi yakalandığını söyledi.Kaşıntı için şurup ve krem verdi.2 gündür okula gitmiyoruz.Şükür koktuğum gibi  de olmadı. Karakuzu bu arada çiçeklerini saymakla meşgul.Saçımızın arasında 11 tane yüzümüzde 2 tane sırtımızda 15 .......
Anneciğim  Callio(Kayu) da su çiçeği olmuştu sık sık banyo yaparak atlatmıştı.Her gün yıkanırsam benimde geçer  değilmi diye sordu. Eğer stres yaparsan üzülürsen ağlarsan çiçeklerin çoğalır.Benim aşım var,ben güçlüyüm bunuda atlatırım dersen(Allah'ın izniyle tabi ki)   kendine  inandırırsan çiçekler açmaktan vazgeçer.
Zaten polyanacılık oynamayı başarabilsek bizim için hayat güzel geçmezmi.
Canım yavrum  Rabbim başka hastalık yaşatmasın inşallah.

7 Ocak 2011 Cuma

SOBALI EVDE BÜYÜYEN ÇOCUK


Dün sevgili Selinkanın bloğunda karşılaştığım hikaye tarzındaki yazıydı bu. O kadar etkilendim ki...M.Bakır gerçekten ne güzel anlatmış.Çocukluğumun o siyah beyaz yılarına götürdü beni.Kim bilir sizlerde hangi anılar canlanacak..... Evet bende böyle  büyüdüm. O zamanlar bana gerçekten zor gelirdi sobalı evde yaşamak şimdi  anladım ki ne kadar güzel günlermiş.

Sobanın borusunda bulunan çamaşır kurutma tellerine asılı olan okul önlüğünün kurumasını beklemiş çocuktur..Elbiselerinin bir köşesi kurutulurken yanmıştır....(Hatta okul önlüğünü sobada yakmış ve annesi yamamış çocuktur)
Kış sabahları bazen üşümekten yataktan çıkmayı istemeyen soba kokusunu seven üstünde kaynayan çaydanlığın sesini seven üstündeki kestanenin mandalina elma kabuklarının kokusunu tanıyan seven bahçede karda oynadıktan sonra üstüne ellerini tutup ısıtmayı seven sobalı odadan öteki odaların soğukluğu nedeniyle çıkmak istemeyen kömür kokusu odun kokusu çalı çırpı çıtırtısı ateş gürlemesi nedir bilen çocuktur...
(Sabahları  annesinin  sobanın fırınında yaptığı çörek kokusuyla uyanan çocuktur.)
Yıllar sonra büyüdükten sonra kaloriferli veya kombili bir evde bile halen "oturma odası"nın kapısını kapayan rahatsız bir insandır...(Hala sobanın verdiği sıcağı bulamayan ben..)
İlerleyen yıllarda kestaneye bayılan ama çocukluğundan hatırladığı tadı bulamayan bir büyük insan olacaktır...
Sobanın üzerine kolonya dökerek alev denemesi yapmış çocuktur...(  sobayı ispirto ile yakmak isterken saçlarını ,kaşlarını,kirpiklerini yakan  çocuktur.Bu anımı hiç unutamam. okula giderken saçlarımı gözümün önüne kadar indiridim görünmesin diye,çabuk çıksınlar diye zeytinyağı sürerdim.Kirpiklerimin ucu yandığından dolayı top top olmuştu ,gözümü kapattığım anda açmam zor oluyordu.Ben kimse çakmasın diye ne kadar çaba sarfetsemde nafileydi. Yanımdaki sıra arkadaşım sen kaşlarını mı aldın deyince yeni diyeceğimi şaşırmıştım.İnanın arkadaşlar insan kaşsız kirpiksiz o kadar çirkin oluyor ki...Kaşlarını tamamen alıp bide üzerine kalemle çizgi çekenleri hiç anlamış değilim....
Büyüdüğünde yazın bile yorgan kullanmadan uyuyamama alışkanlığına ve her mevsim açık kapıları kapama hastalığına sahip olacak çocuk...(Uyuyanın üstüne kar yağar sözüyle büyüyen çocuktur)
Gizli gizli sobanın arkasına pastel boya değdirip boyanın eriyerek soyut sanat eserlerine dönüşmesini izleyen koku farkedilip kendisine müdahale edilene kadar bunu değişik renklerle yapmaya devam eden çocuktur...
( Silgiyle sabının arkasına resim çizen çocuktur.)
Nohutun leblebiye dönüşünü soba üstünde görmüş cocuktur...
Yün coraplarini sobaya dayayarak ayaklarini isitmistir bu cocuk....(Sobaya dayanmaktan kazağı çorabı sertleşmiş çocuktur.)
Geceleyin atesin kırmızı ve sarı renklerinin dansını evin tavanında seyreden çocuktur...:))
Elinin kolunun bir kenarında muhtemelen nasıl olduğunu hatırlayamadığı yanık izleri olan çocuktur...:))
Sobanın kenarına pısıp dakikalarca ısınan sonra kosarak aynaya bakan ve kıpkırmızı yanakları görünce kendini begenen bundan zevk alan cocuktur...
Annesi evde yokken soba sönmesin diye sobaya tahta kömür taşımayı görev bilmiş çocuktur...
Gece lambasinin isigi yerine sobanin alevlerine bakarak uyuyan cocuktur...
Soba tütünce tırsmış çocuktur...
Sobanın üstüne mantar koyup tuzlayıp sonra afiyetle yiyen çocuktur...
Sobanin onunde mavi legen icinde banyo yapmis cocuktur...
Muhakkak bir kere evi havaya uçurma macerasını yaşamış cocuktur...
Sobanın sıcaklığını ne kaloriferle ne de doğal gazla ısınan evde bulabilmiş çocuktur...
Önlük yakalığını kumaş mendilini bilumum ufak tefek malzemeyi soba borusuna yapıştırmak suretiyle ütülemiş olan çocuktur...
Sıcacık odada radyo dinlemeyi...
Sevdikleriyle zaman geçirmeyi...
Annesinin ördüğü kazağı o sıcaklıkta yinede giymeyi...
Özellikle de hasta olmayı çok iyi bilen çocuktur...
Alıntı M.Bakır